Takip Edin

 Paylaş

Doğal Kişi, Benliksel Kişi ve Ruhsal Kişi

“Doğal kişi, Tanrı’nın Ruhu’yla ilgili gerçekleri kabul etmez. Çünkü bunlar ona saçma gelir, ruhça değerlendirildikleri için bunları anlayamaz. Ruhsal kişi her konuda yargı yürütebilir, ama kimse onun hakkında yargı yürütemez.” — 1. Korintliler 2:14-15

Elçi Pavlus iki çeşit insanın benliksel arzularıyla yönlendirildiğinden bahseder. Doğal kişi ve benlikte yaşayan kişi. Doğal kişi imanlı değildir, ruhu ölüdür ve Tanrı’dan kopuktur. Tanrı Ruh’tur ve O’nunla ilgili şeyler ruhsal olarak değerlendirildiğinden doğal kişi bunları anlayamaz, çünkü ruhu günahtan dolayı ölüdür. (Efesliler 2:1)

Benlikte yaşayan (benliksel) kişi Mesih’te yeniden doğmuştur. İmanıyla ruhu yeniden yaratılmış olduysa da yaşamını benliği —bedeninin ve canının arzuları— yönetir. Ne isterse onu yapar, duygularına göre yaşar. Tanrı’nın isteğine boyun eğmektense, insanları hoşnut etmeyi seçer. Korintlilerin de bir çoğu böyle yaşıyordu. Bugünkü imanlıların bir çoğu da böyle yaşamaktadır. Pavlus’un bu konuda ne dediğine bakın: Çünkü hâlâ benliğe uyuyorsunuz. Aranızda kıskançlık ve çekişme olması, benliğe uyduğunuzu, öbür insanlar gibi yaşadığınızı göstermiyor mu? (1. Korintliler 3:3). Diğer bir değişle Pavlus, benlikte yaşayan imanlıların olgun olmadıklarını ve duygularıyla hareket ettiklerini, canları ne isterse bunu yaparak veya söyleyerek, benliklerini dizginlemeden yaşadıklarını söylüyor.

Benlikte yaşayan imanlıları fark etmek kolaydır. Çekişme yaratırlar ya da çekişme içinde yaşarlar, asla tatmin olmazlar, kolayca bozulup sinirlenirler, gücenirler ve esenliksiz yaşarlar. Hatta bu imanlılar bilinmeyen dillerle de konuşan imanlılar olabilirler.

Ruhsal kişi ise olgun bir imanlı olarak Ruh’un istekleriyle yaşar. Ruhsal kişi sadece iman duası etmekle kalıp ruhunu Tanrı’nın sözüyle beslemeden sadece Pazar'dan Pazar'a kiliseye gelen bir kişi değildir.

Ruhsal kişi kendisini Mesih’e tamamen adamış, hayatının her alanında Rabbin çalışmasına izin veren bir kişidir. Doğruluk, alçakgönüllülük ve esenlikle yürür. Sözünü tutar ve başkalarıyla nasıl geçinmesi gerektiğini bilir. Yaşamında Ruh’un meyveleri görülür ve hayatında Rabbin iyiliğinin tadını çıkarır.

“Ruhsal kişi her konuda yargı yürütebilir, ama kimse onun hakkında yargı yürütemez.” — 1. Korintliler 2:15

Ruhsal kişi yaşamını benliksel arzulara göre yönlendirmez. Bunun yerine ruhsal olanla ruhsal olmayanı ayırt etmeyi bilir. Duygular benliğin bir parçası olarak devamlı değişir. Ruhsal olanla olmayanı ayırt etmekse Kutsal Ruh’un çoktan içimize koyduğu yeni ruhumuzla ne yapmamız gerektiğini bilmektir. Rab İsa böyle yaşadı (Yeşeya 11: 2-3). İsa benliğe göre değil, Ruha göre yaşıyordu.

Duygularınıza boyun eğmeyi bırakın. Hislerinize Tanrı’nın sözünden daha fazla önem vermeyin. Tanrı’nın Sözünü her zaman hislerinizin üstüne yükseltin—yani hisleriniz yerine Tanrı’nın Sözüne inanın. Hisleriniz sizi aldatıp esenliğinizi, sevincinizi ve doğruluğunuzu çalmaya başlamadan, hisleriniz yerine TANRI’NIN SÖZÜNÜ KONUŞUN. Sonuçta Tanrı’nın sözündeki Gerçek, duygularınızdan üstün olduğunu gösterecek ve duygularınız değişecektir.

Paylaş