Takip Edin

 Paylaş

Tanrı Övgülerimizde Yaşar

Kutsal Kitap, Tanrı’nın halkının övgüleri üzerine taht kurduğunu söyler (Mezmur 22:3). Tanrı’yı övdüğümüzde O’nun bütün doluluğuyla övgülerimizi konut edindiği düşüncesi çok hayranlık uyandırıcıdır. Biri “Bu durumda Tanrı nerede?” diye sorduğunda, biliriz ki Tanrı övgülerimizdedir. O övgülerimizi doldurur, ve O’nun varlığı sevgisini, şifasını, bağışlamasını, lütfunu ve merhametini de beraberinde getirir. Bir durumun iyi yönde değişmesi için ne gerekiyorsa Rab’bi övdüğümüzde mevcuttur.

Tanrı övgülerinizdedir. Sadece benim övgülerimde ya da kilisedeki Pazar toplantısında değil, evinizde, işinizde, kıyafetlerinizi yıkarken, arkadaşlarınız ve aileniz için yemek hazırlarken de sizin övgülerinizdedir. Tanrı bütün doluluğuyla övgülerinizde yer alır. Bu gerçeği bir kavrayabilseniz, Rabbi övdüğünüz her zaman, O’na tapındığınız her zaman, Rab’bin ihtiyaçlarınızı karşilamak üzere orada olduğunu anlarsınız. O’nu övüp, O’na tapındığınızda, ihtiyaçlarınızı dile getirin ve İsa’nın bunları karşiladığını görün. Tüm ihtiyacınız İsa’dır.

Eğer sadece yemek ve nefes almak için havaya ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz! İsa’sız aslında hiçbir şeye ihtiyacınız yoktur, çünkü İsa olmadan bu hayatın bir değeri yoktur. Benim İsa’ya ihtiyacım var. Sizin de ihtiyacınız var. İsa tüm ihtiyacımızdır.

Övgülerimiz Tanrı için çok caziptir. Adını çağırdığımızı duyar duymaz, cevap vermeye hazırdır. İşte böyle bir Tanrı’ya tapıyoruz. O’nu her övdüğümüzde varlığı gelir.

Övgü ve tapınma bütün kişisel yetenek ve beceri sınırlarını delip geçer. Övgü cehennemi talan edip cenneti harekete geçirir! Tanrı’yı övdüğümüzde, notalardan ve metoddan daha ötesini düşünmeliyiz. Övgü ve tapınma o kadar güçlü bir sevgi ifadesidir ki, müziğin kendi başina yapabileceğini aşar. Övgü, sonsuz sevgiyle seven Tanrı’mıza doğaüstü bir şekilde şükran sunma biçimimizdir.

Övgü ve tapınmanın armağanını ve gücünü asla hafife almamalıyız. O’na itaatkar olarak küçük de olsa sahip olduğumuz her şeyi övgüyle sununca, O sadık bir şekilde bütün büyüklüğüyle karşilık verir. Tanrı’nın Egemenliğini ilerletmek için bize verilen bu övgü silahını kuşanınca, kendimizi hayatlarımızda sayısız mucize ve doğaüstü anlar görmeye hazırlamalıyız.

Mezmur 8:2’de, “Çocukların hatta emziktekilerin sesiyle set çektin hasımlarına, düşmanı, öç alanı yok etmek için” der. Bu ayet bebeklerimizin bile Yüce Tanrı tarafından düşmanı övgüyle susturmak için yetkilendirildiğini gösterir. Övgünüzle düşmanı susturun ve öç alanı azarlayın! Zorluklar karşisında ezgi söyleyip, dans edip, coştuğunuzda, ruhsal silahınızı şeytana karşi kullanırsınız. Pavlus bunu 2. Korintliler 10:4’de anlatır, “Çünkü savaşımızın silahları insansal silahlar değil, kaleleri yıkan tanrısal güce sahip silahlardır.

Karşılaştığınız durum ne olursa olsun, cevabınız Tanrı’nın kollarındadır. Mezmur 138:2’de, “Kutsal tapınağına doğru eğilir, adına şükrederim sevgin, sadakatin için. Çünkü adını ve sözünü herşeyden üstün tuttun” der. Bu çok güçlü bir ayettir. O karşılaştığınız her şeyden daha üstündür — her düş kırıklığı, her kalp kırıklığı, yada kendini İsa’nın adından daha üstün çıkarmaya çalışan her şeyden daha da üstündür. O bize her tür güçlüğe karşi Adını ve Sözünü verdi.

Paylaş